Filmleri izlemek günümde daha çok eğlence olarak değerlendiriliyor. Ama sinema sadece eğlence mi? Film seyrederken hikayenin altında ki subliminal mesajları hafızamıza alıyoruz. Dikkat çekici konuları ve kültürleri öğreniyoruz, her seyrettiğimiz film bakış açımızı değiştiriyor zenginleştiriyor.
Sinema da “Yunan Tuhaf Dalga” akımı 2000 li yıllarda otoriter devlet yönetimine karşı gelen adeta bir başkaldırı olarak ortaya çıktı oluştu, kültürel değişim ve dönüşümlerin sanat yansıdığı bir akım olarak Yunan sinemasının farklı bir sesi oldu..
Bu akım yeni teknolojiler kullanılarak yeni sinema kültürü oluşturdular, Yunan sinemasının protest yapıya sahip olması 1970 yılında yönetmen Theo Angelopoulos’un Reconstuction filmi ile birlikte başladı. Bu akımın en önemli özellikleri, yeni sistemler anlatması, aile yapısını farklı yorumlaması ve dünya düzenini hatta minimal olarak düşünürsek kahramanların çevresi hakkında yeni betimlemeler ile anlatması diyebiliriz.
Yeni Dalga Akımının yönetmenlerinden bazıları , Panos H. Koutras , Yannis Economides, Alexis Alexiou, Yannis Veslemes, Alexander Voulgaris
Yunan Tuhaf Dalgasının en önemli yönetmeni Yorgos Lantimos dünya ile tanıştığı ilk film Doogtooth ile Kendini dünyaya tanıtan Yorgos Lantimos
Yorgos Lantimos ‘un ilk uzun metrajlı filmi 2001 çıkışlı My Best Friend’tir. Filmi yönetmen Lakis Lazopoulos ile birlikte çeken Lantimos’un bir sonraki filmi ise 2005 Toronto Uluslararası Film Festivali’nde ilk gösterimini yapan deneysel filmi Kinetta oldu. Üçüncü uzun metrajlı filmi ise 2009 yılında vizyona giren Dogtoot filmi oldu. 2009 Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış Ödülü’nü kazandı ve 83. Akademi Ödülleri’nde Yunanistan adına Yabancı Dilde En İyi Film dalında aday gösterildi. Film gerek tarzı gerek yarattığı evren ile bir çok eleştiri aldı. Benim için ise ortalama üstü bir film diyebiliriz. Ama seyredilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dördüncü uzun metrajlı filmi 2011 yılında vizyona giren Alps, 68. Venedik Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Senaryo dalında Osella Ödülü’nü kazandı. Beşinci filmi 2015 çıkışlı The Lobster, 2015 Cannes Film Festivali’nde Jüri Ödülü’nü kazandı. Lantimos dünya ya kendi sinema bakışı açısını anlattı, son filmi Poor Things ise ödüllere doymadı.