“Sinema toplumlar ve kitleler için yapılmalı”
Hangimiz evde işyerinde herhangi bir yerde otururken seyrettiğimiz belgeselden bir film yapalım da “Oscar’a yollayalım” der. Ya da şöyle diyeyim, hepimizin “hayatımdan roman” olur deriz iş başa düşünce ilk zorlukta bilemedin ikinci engelde “amann sende” deyip bırakırız. Yapımcı Mustafa Uslu ve Yönetmen Can Ulkay seyrettikleri Kore yapımı belgeselden “Ayla” filmini yapıp “Oscar” Türkiye adayı oldular. Korelilerde yaptıkları belgeseli revize edip Can Ulkay’ın filmine belgeselde yer verdiler. Seyrettikleri belgesele konu oldular. Bence Oscar en büyük ödül ama herkesin dikkatini çekip farkındalık yaratmak, daha büyük bir ödül, onur.
Yıldırım Belediyesi’nin etkinlikleri sayesinde, bu sefer’de “Ayla” filminin yönetmeni Can Ulkay ile röportaj yapma fırsatını yakaladım. Burdan Yıldırım Belediye Başkanına sanata verdiği değerden dolayı teşekkür ederim. Bende çektiği ikinci filmde “Oscar alacağım” diyen Can Ulkay’a merak ettiklerimi sordum.
M.Haluk Yalçınkaya: Sinema’ya başlangıcınız nasıl oldu? Neden sinema’yı tercih ettiniz ?
Can Ulkay : Üniversite yıllarında sinema bölümleri yeni açılıyordu. Ben de fotoğraf çekmeyi çok seviyorum. Fotoğraf makinem ile doğa fotoğrafları, insan fotoğrafları çekmeyi çok seviyordum. Tabi film seyretmeyi de ayrıca çok severdim. Bu merakım yüzünden güzel sanatlara girerken ilk tercihim sinema bölümü oldu. Sinema yolculuğum böyle başladı. O zaman sinema da branşlaşma yoktu, hepimiz birer yönetmen olarak üniversiteyi bitirecek edası ile mezun olduk. Ben fotoğraf çekmeyi sevdiğim için kameraman olmak istiyordum. Yurt dışında eğitim almak için reklam piyasasına girdim. Şu anda 30 senelik bir reklam filmleri tecrübem var.
M.Haluk Yalçınkaya: Her yönetmenin anlatmak istediği bir tema, hikaye var ya da yok sizin böyle bir hedefiniz var mı ? Sinema görüşünüz bakışınızı anlatır mısınız?
Can Ulkay : Ana akım sinema’ya inanıyorum ama bağımsız sinema yı da çok seviyorum. En büyük idealim, amacım “Ana akım ile Bağımsız sinemanın birbirinden ayrılmaması sağlamak, öyle filmler üretmek.” Teknoloji ve ekonomik şartlar değişti dolayısı ile bağımsız sinema fikri ile ana akım sinema yapabilirsiniz, popüler sinema yapabilirsiniz. Amerika da, dünya da bunun pek çok örnekleri var. Ana akım sinemasına örnek film; ” Little miss sunshine” sonra tarantinonun pek çok filmi gibi pek çok güzel örnekler var. Bu filimler bağımsız sinema olarak geçiyor ama aslında ana akıma da hitap ediyor. Bunun tamamen ekonomik durumla alakası var. Sinema Toplumlar ve kitleler için yapılmalı, en büyük ödül salondaki kalabalıktır. Bir yönetmen filmini güzel bir görsel ile hem de estetik açıdan anlatabilirse o kadar çok kitleye hikayesine anlatabilirse ne mutlu size ve kabaca tadından yenmez. Hem festival filmi, hem de herkesin seyredebileceği bir film yapmış olursunuz.
M.Haluk Yalçınkaya: Ayla filmini başladığınızda “Biz Oscar’ı alacağız” dediniz mi ?
Can Ulkay : Aslında dedim, hep aklımda Oscar’ı almak vardı,var. Açıklıyayım Oscar bir yarışma, sinema ya baktığınız da ne dersiniz ? Sinemanın en büyük yarışması “Oscar’dır” dersiniz. Hikayemiz güzeldi, önemli idi ve değerli bir hikaye yazdık. Hep söyledim “İyi çekebilirsek” normal sinema şartlarında çekebilirsek “Oscar yolculuğuna çıkarız” dedim. Filmin bitiminde Amerika’dan da güzel duyumlar ve teşvikler aldık. Başlarken Oscar’ı öngördük. Şu anda dünyanın pek çok ülkesinde gösterime girmeyi bekliyor. Çinliler özellikle arayıp gösterim istediler.
M.Haluk Yalçınkaya: Şu anda Türkiye’de her ilde kısa film yarışmaları yapılıyor, kurslar açılıyor, kısa filmler çekiliyor. Sinema ön plana çıktı, gelecek için Türkiye’de sinema nereye varacak, ne düşünüyorsunuz ?
Can Ulkay : Evet, Bursa’da Yıldırım Belediyesi beni çağırdı, insanlara ulaştık önemli bir şey. Türkiye’nin daha çok sinema yapmaya ihtiyacı var. Türkiye’nin kendi sinema dilini bulmaya ihtiyacı var. Bütün dünya için konuşuyorum; kendi sinemalarını yaratmak için kendi festivallerinin olması lazım, bugün Türkiye’de festival sayısı az. Üstüne üstük Antalya film festivali sorunu yaşandı. Her şehirde bunun artması lazım, her şehirde festivaller olmalı ki üretim artsın. Bu anlamda, İstanbul da bile gerçek bir film festivali yok.
M.Haluk Yalçınkaya: İnternet kanallarında dizi filmler yapılıyor. Sizce bunun geleceği nasıl şekillendirecek ?
Can Ulkay : Gelecekte TV kanalı diye bir şey kalmayacak, herkes kendi kanalını kendi yaratacak. Bu şuna benziyor, rafta kitaplar var içinden seçmek gibi bir şey, ne seviyorsanız onu seyredeceksiniz. Televizyonların zamanı doldu, devlet televizyonları tabiki kalmalı, onlar tv’lerine devam etmeli. Televizyonun gerçekte sihirli bir kutu, bir eğlence kutusu bunu unutmamak lazım. Sonuçta, bu eğlence kutusu başka bir formata taşınıyor. İnsanlar artık her şeye çabuk ulaşmak zorunda, çabuk ulaşmanın da kaynağı size verilecek diziyi ve programı beklemek değil onun sizin ayağınıza gelmesini sağlamak, tercihi izleyici yapmalı istediğiniz de seyretmeli.
M.Haluk Yalçınkaya:Fatih Akın hakkında son filmi “Fade / Paramparça” ile Altın Küre ödülünü aldı. Fatih Akın hakkında ne düşünüyorsunuz ?
Can Ulkay : Şunu unutmamak lazım, Fatih Akın hakkında pek çok spekülasyon yapıldı. Bir kaç demecini okudum, Türk Sinemasının içinde yer almak istiyor. Sonuçta, Fatih Akın Almanya da doğdu, atasına dedesine baktığınız da o da Türk biri ama oranın kültürünü almış ve Almanya ve Fransız ortak yapımı bir film ile Almanya adına katıldı bunu yadırgamamak lazım. Çok güzel filmler yapmış, değişik bir tarzı var. Şu anda Fatih Akın filmleri Türk sinemalarında bayağı salonda gösteriliyor. Aslında bu bir sinemanın rengidir, bunu yadırgamamak kabullenmek Türk sinemasına kazandırdıklarına bakmak lazım.
M.Haluk Yalçınkaya:Sinema politik olmalı mı ? Siz nasıl değerlendiriyor sunuz ?
Can Ulkay : Sinema çok tehlikeli bir şey, istediğin her yere çekebilirsin. Sinema tamamen politik olmalı ama değerlendirirken aşırı uçlara kaçmamak lazım, özellikle filmin ne anlattığına bakmamız lazım. Sinema tüm dünya da politika üzerine kuruldu. Sinema, İtalya’da Fransa’da Amerika’da tamamen politika üzerine inşa edildi zaten, Amerikan sineması diyoruz ama Amerikan filmleri kendi içinde politik unsurları içeriyor. Aşırıya kaçmadığı müddetçe, insanları rahatsız etmediği müddetçe sinema zaten özgür olmalı.
Ayla filmi yönetmeni Can Ulkay’la keyifli bir sohbetti, aslında çok kısa bir röportaj oldu, ama Can Ulkay kendi sinemasını sade ve net olarak anlattığı için teşekkür ederim. Yeni filminde, yeni projesinde “Oscar” sözü aldım. Bir daha ki buluşmamızda Oscar heykelciği ile resim çekeceğiz.İyi Seyirler.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.